Koronavirüs nasıl çalışıyor?

Son birkaç aydır mücadelesi içinde olduğumuz Korona virüsünün, insan hücrelerine nasıl girdiği, insanları nasıl hasta ettiği ve nasıl mücadele edildiği hakkındaki tüm sorulara MIT Technology Review’de ayrıntılı bir makale yayınlandı. İşte Covid-19 ile ilgili tüm bilgiler :

Koronavirüs Nedir?

SARS-CoV-2 ( şiddetli akut solunum yolu sendromu koronavirüsü 2)  yaklaşık 80 nanometre çapındadır. Patojen, SARS ve MERS enfeksiyonlarından sorumlu virüsleri içeren koronavirüs ailesinin bir üyesidir.  Her virion *, virüsün genetik kodu olan bir RNA topunu koruyan bir protein küresidir. Sırasıyla bir yağ tabakası ile sarılmış dikenli çıkıntılar ile kaplıdır. (Sabunun virüsü yok etmek için iyi bir iş çıkarmasının nedeni de yağ tabakasını yok etmesiyle ilgilidir).

Nereden geliyor?

SARS, MERS, AIDS ve Ebola gibi Covid-19 da , zoonotik (hayvanlardan bulaşan) bir hastalıktır. Virüs başka bir türden insan vücuduna bulaştı .  Bu muhtemelen 2019’un sonlarında Çin’in Wuhan şehrinde gerçekleşti. Bilim adamları yarasaların en olası virüs kaynağı olduğuna inanıyorlar;  çünkü SARS-CoV-2’nin en yakın akrabası, genomunun% 96’sını paylaşan bir yarasa virüsüdür. Yarasalardan, nesli tükenmekte olan bir tür olan ve bazen zayıflama maksadıyla da yenen pangolinlere ve daha sonra insanlara atlamış olabilir.

İnsan hücrelerine nasıl girer?

Virüsün protein sivri uçları, hücrelerin yüzeyindeki ACE2 adı verilen bir proteine ​​bağlanır. Normalde, ACE2 kan basıncını düzenlemede rol oynar.  Ancak koronavirüs ona bağlandığında, hücrenin ve virüsün etrafındaki zarları etkili bir şekilde birleştiren ve virüsün RNA’sının hücreye girmesine izin veren kimyasal değişiklikler yapar.

Virüs daha sonra RNA’sını virüsün yeni kopyalarına dönüştürmek için konakçı hücrenin protein yapım makinesini ele geçirir. Sadece birkaç saat içinde, tek bir hücre on binlerce yeni virion üretmeye zorlanabilir, daha sonra diğer sağlıklı hücreleri enfekte eder.

Virüs RNA’sının kısımları ayrıca ev sahibi hücrede kalan proteinleri kodlar. Bunlardan en az üç tanesi bilinmektedir. Biri, ev sahibi hücrenin, saldırı altında olduğu bağışıklık sistemine sinyal göndermesini önler. Bir diğeri, ev sahibi hücreyi yeni oluşturulan virionları serbest bırakmaya teşvik eder. 
Üçüncüsü ise virüsün ev sahibi hücrenin doğal bağışıklığına direnmesine yardımcı olur.

Bağışıklık sistemi nasıl mücadele eder?

Çoğu viral enfeksiyonda olduğu gibi, virüsü öldürmek için vücudun sıcaklığı artar.  Ek olarak, beyaz kan hücreleri enfeksiyonu takip eder: bazıları enfekte olmuş hücreleri yutar ve yok eder, diğerleri virionların ev sahibi hücrelere bulaşmasını önleyen antikorlar oluşturur ve diğerleri de enfekte olmuş hücreler için toksik olan kimyasallar yapar.

Ancak farklı insanların bağışıklık sistemleri farklı tepki verir. Grip veya soğuk algınlığı gibi, covid-19’un sadece üst solunum yollarını, yani ses tellerinin üstündeki her şeyi enfekte etmesi durumunda aşılması kolaydırDaha fazla tutulursa bronşit veya zatürree gibi komplikasyonlara yol açabilir. Solunum yolu hastalığı öyküsü olmayan insanlar genellikle hafif semptomlara sahiptir, ancak genç, sağlıklı insanlarda ciddi enfeksiyonların yanı sıra savunmasız olması beklenen insanlarda daha hafif enfeksiyonlar hakkında da birçok rapor vardır.

Virüs alt hava yolunu enfekte edebilirse, akciğerlerde tahribat yaratarak nefes almayı zorlaştırır. Bağışıklık sistemini zayıflatan her şey – hatta sürekli alkollü içki tüketimi, kaçırılan öğünler ya da yetersiz beslenme ve uyku eksikliği bile – daha ciddi bir enfeksiyonu teşvik edebilir.

İnsanları nasıl hasta ediyor?

Enfeksiyon, virüs ve bağışıklık sistemi arasındaki bir türdür. Enfeksiyonun etkisi nereden ve nasıl başladığına bağlıdır: başlangıç ​​dozu ne kadar hafif olursa, bağışıklık sisteminin virüs kontrolden çıkmadan önce enfeksiyonun üstesinden gelme şansı o kadar artar. Bununla birlikte, semptomlar ve vücuttaki virion sayısı arasındaki ilişki belirsizliğini korumaktadır.

Bir enfeksiyon akciğerlere yeterince zarar verirse, vücudun geri kalanına oksijen veremez ve hasta bir ventilatöre ihtiyaç duyar. Centers for Disease Control and Prevention (CDC – Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme merkezi), tüm covid-19 hastalarının % 3 ila % 17’si arasında venitalasyon ihtiyacı olacağını tahmin etmektedir.  Zayıf bağışıklık sistemlerinden yararlanan ikincil enfeksiyonlar, diğer önemli ölüm nedeni olarak görülmektedir.

Bazen vücudun tepkisi en zarar verici yanıtı olabilir. Yüksek ateş, virüsü yok etmeyi amaçlamaktadır, ancak uzun süreli ateşler vücudun kendi proteinlerini de parçalamaktadır. Ek olarak, bağışıklık sistemi, virüsün çoğalma yeteneğini engelleme amaçlı sitokin adı verilen küçük proteinler oluşturur. Bunların aşırı sindirim üretimi, sitokin fırtınası olarak adlandırılan, ölümcül hiper-inflamasyona (yoğun iltihaplanma) neden olabilir.

Tedaviler ve aşılar nasıl çalışır?

Öldürülen virüsler, zayıflatılmış virüsler ve virüslerin parçaları veya viral proteinler dahil yaklaşık yarım düzine temel aşı türü vardır. Hepsi, vücudu virüsün bileşenlerine maruz bırakmayı amaçlamaktadır, böylece özel kan hücreleri antikor oluşturabilir. Daha sonra, gerçek bir enfeksiyon meydana gelirse, bir kişinin bağışıklık sistemi onu durdurmaya hazır olacaktır.

Geçmişte yeni zoonotik hastalıklar için aşıların hızlı bir şekilde üretilmesi zordu. Çok fazla deneme yanılma gerekiyordu.Son zamanlarda bir aşının klinik denemelerine başlayan Moderna Pharmaceuticals tarafından denenen yeni yaklaşımla, genetik materyal bir virüsten kopyalanıp yapay nanoparçacıklara eklenmektir. Bu, virüsün kendisinden ziyade sadece genetik diziye dayanan bir aşı oluşturulmasını mümkün kılar. Fikir bir süredir varolmasına rağmen, bu tür RNA aşılarının bağışıklık sisteminden yeterli bir yanıtı provoke edecek kadar güçlü olup olmadığı belirsizdir. İlk olarak önerilen aşının toksik olmadığını kanıtlanılırsa, klinik denemeler de başlayacaktır.

Diğer antiviral tedaviler virüsün yayılmasını yavaşlatmak için çeşitli taktikler kullanır, ancak bunlardan herhangi birinin ne kadar etkili olduğu henüz net değildir. Genellikle sıtmaya karşı savaşmak için kullanılan klorokin ve hidroksiklorokin, viral RNA’nın ev sahibi hücrelere salınmasını engelleyebilir. Japonya’dan bir ilaç olan Favipiravir, virüslerin genomlarını kopyalamasını engelleyebiliyor. MERS’e karşı başarılı olan yaygın bir HIV tedavisi olan lopinavir ve ritonavirin kombinasyon tedavisi, hücrelerin viral proteinler oluşturmasını önler. Bazıları, koronavirüsün üzerine oturduğu ACE2 proteininin hipertansiyon ilaçları kullanılarak hedeflenebileceğine inanmaktadır.

Bir diğer umut verici yaklaşım, virüsden kurtulmuş insanlardan kan serumu almak ve onu ve içerdiği antikorları bir ilaç olarak kullanmaktır. Sağlık çalışanlarına bir tür geçici bağışıklık kazandırmak veya virüs bulaşmış insanlarda virüsün yayılmasıyla mücadele etmek yararlı olabilir. Bu yaklaşım geçmişte diğer viral hastalıklara karşı çalıştı, ancak SARS-CoV-2’ye karşı ne kadar etkili olacağı belirsizliğini koruyor.

* Virion

Bir RNA veya DNA çekirdeği ve bir kapsid içeren bir konakçı hücrenin dışındaki bir virüsün tam, enfektif formu.


↑ yazıya dön ↑

Kaynak

Elif Baran

Biyomedikal Cihaz Teknikeri

You may also like...